Örgütlü dayanışma ile eğitim çalışanlarının hakkını koruma idealine uygun olarak, faaliyetlerimizi sadece özlük hakları ile sınırlı tutmadık, eğitimi memleketin kültür ve irfan davasında bir değere dönüştürmenin yoğun gayreti içinde olduk. Bu yolda 30 yıldır her biri onur ve iftihar vesilemiz olan mücadele ve kazanımlarla ülkemizin ve milletimizin aktif, canlı bir değeri, insan hakları ve demokrasi mücadelesinin güvencesi olduk.
Temelde ülkemize egemen kılınmak istenen vesayetçi yapılardan kaynaklanan tüm zorlama ve engellemelere rağmen, kuruluşumuzdan bu yana taviz vermediğimiz ilkesel duruşumuz, insanımızın kalbî yöneliş ve teveccühlerine mazhar oldu. Asil çağrımıza onurlu katılımlarıyla cevap veren her bir üyemizle sayımız arttı. Derelerin, çayların buluşmasıyla gittikçe çoğalan nehirler gibi büyüdük; yatağına sığmayan, yoğunluk ve coşkunlukla ama Mevlana’nın dediği gibi bulanmadan, donmadan aktık, akıyoruz. Hep birlikte, bütün Türkiye olarak sesimiz çoğaldı.
2011’de 195 bin 695 üyeyle aldığımız genel yetkiyi, sayısal çoklukla birlikte temsil gücümüzü artırarak sürdürüyoruz. Salgının olumsuz şartlarına rağmen geçen yılki mutabakatta 427 bin 386’ya ulaşan üye sayımız bu yılki mutabakat sonucu itibarıyla 429 bin 793 olarak kayıt altına alınmıştır. Böylece Eğitim-Bir-Sen genel yetkide 12. yılına girmiştir. Bu sıradan bir sayısal değer değildir. Bu veri, sadece başarının veya başarılı olmanın değil, bununla birlikte başarılı kalmanın, başarıyı sürdürmenin destanıdır. Bu istikrarlı büyüme, Eğitim-Bir-Sen’in sadece önde ve öncü olduğunun değil, aynı zamanda büyük bir imkân ve çözümün adresi, büyük bir çıkışın merkezi olduğunun da resmî tescilidir.
Meselelere analitik, köklü, değerlere uygun, kalıcı ve geniş perspektiften ilkesel bakmayı her zaman düstur edindik. Bu samimi, ciddi tutumumuz sebebiyle, eğitim çalışanlarından ilgi ve teveccüh görerek bir kez daha eğitim çalışanlarının en gür sesi, sendikacılığın güçlü adresi olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bu başarı, hiç kuşkusuz inancın, güvenin, azmin, doğruluğun, anlayışın, yapıcı olmanın, disiplinli çalışmanın sonucudur. Her şeyden önce tarihimizde muhteşem örnekleri görülen mesleki dayanışmamızı aynı değerler ve duyarlıklar etrafında kardeşlik birlikteliğine ve bütünleşmesine dönüştürerek hayatımıza aktardık. Hayatımız, ilgimiz, bilgimiz daha anlamlı, daha yaşanır oldu. Sorun olmayı değil, sorun çözmeyi ahlaki ilke olarak benimsedik. Eğitimin sorunlarını teşhis etmekle yetinmeyip alternatifler sunan, çözüm önerileri ortaya koyan, bilimsel çalışmaları, araştırma ve incelemeleri eksik etmeyen bir yaklaşımla yol aldık. Bu tablonun oluşmasında ve sürmesinde emeği geçen tüm üyelerimize, işyeri temsilcilerimize, ilçe yönetimlerimize, şube başkanlarımız ve yönetim kurullarına; Eğitim-Bir-Sen’e gönül ve omuz veren, desteğini hiçbir zaman esirgemeyen bütün dostlarımıza, dava arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.
İddiası, idealleri, hedefleri olan bir camia olarak, genel yetkili sendika olmanın bize yüklediği tarihî, kültürel, vicdani sorumluluğun hep bilincinde olduk. Sayımızın fazlalığıyla birlikte esas gücümüz davamızın haklılığı, istikametimizin doğruluğudur. Bizim gücümüz haklılığın, doğruluğun ve Türkiye’nin gücüdür. Bu güçtür bizi bereketlendirip çoğaltan. Doğru zamanda, doğru yerde olmaya, hak, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde geride kalmamaya özen gösterdik. Bugünlere yılmayan, yorulmayan, bıkmayan inanç, azim ve kararlılıkla geldik. Biz bu gök kubbenin sesi, bu toprakların nefesi, bu tarihin yankısı, toplumun hissiyatıyız. Biz, karış karış, nokta nokta bütün bu coğrafyanın öz ve doğal gerçeğiyiz. Temsil ve aidiyet olarak bu kültürün ta kendisiyiz.
Farkımızı ortaya koyduk ama bütün bir milleti kucakladık. Fikrî, ahlaki ilkelerimizden taviz vermedik. Aldanmadık, aldatmadık. Güven verdik, güven bulduk. Teori ve pratiğimiz arasında uçurumlar olmadı. Doğrunun dili, tarzı, yöntemi, içeriğiyle bütünsel bir gerçekliğe sahip olmasını önemsedik. Söylenmesi gereken sözü sakınmadan, çekinmeden, en etkili, en naif şekilde söyledik. Sahada ve masada üyelerimize ve eğitim çalışanlarına karşı sorumluluğumuzun samimi bilinciyle hareket ettik. Özümüzle, sözümüzle, söylemimizle bir olduk. En önemlisi, milletimizle, tarihimizle, medeniyet değerlerimizle bir olduk. Kendimizi her fırsatta değerlerimizin aynasında gözden geçirmeyi erdem bildik.
Kadim ve kök değerlerimize bağlı kalarak öncü, aktif bir rol oynayan Eğitim-Bir-Sen olarak, hak arayanların en güçlü buluşma ve örgütlenme merkezi olmamızın yanı sıra, ülkemizin entelektüel birikimini ve cesaretini temsil eden en büyük sivil toplum örgütüysek; yükümlü olduğumuz ilk husus, bizi bu başarıya yükselten değer, tutum ve ahlaktan taviz vermemektir.
Zirvede bulunmamız, kendi içimizden başlayarak birbirimize ve milletimize karşı sorumluluğumuzu artırmaktadır. Öyleyse saflar sıklaştırılmalı, kalpler onarılmalı, mevziler tahkim edilmelidir.
Doğru adımlarla büyük hedeflere yürümek
Dostluğa Dair...
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ