İstanbul 2 Şubesi

14. Türkiye Buluşmasına Katıldık

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, toplu sözleşme tekliflerinde isabetleriyle, müzakerelerde ehliyetleriyle, hakem kurulu sürecinde konulara hâkimiyetleriyle gündem olduklarını belirterek, “Kamu İşveren Heyeti müzakerede uzlaştı, tutanakta şaştı. Uzlaşmadan ve paylaşımdan kaçınan bir işveren tavrıyla karşılaştık. Kamu işvereni kazandıracak teklif sunmadı, biz de kazandırmayan teklife imza atmadık. Çünkü biz omuzlarımızda 1 milyonu aşkın üyenin haysiyetini, 5 milyon 200 bin kişinin mesuliyetini taşıyoruz. Mesuliyeti yerine getirdik, haysiyeti çiğnetmedik” dedi.

 

14. Türkiye Buluşması, şube yönetimleri, ilçe temsilcileri, kadınlar komisyonu başkanları, Memur-Sen Genel Sekreteri ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Levent Uslu, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı Soner Can Tufanoğlu, Birlik Haber-Sen Genel Başkanı Ömer Budak, Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan ve Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası (KIBTES) Başkanı Himmet Turgut’un katılımıyla Ankara’da yapıldı.

5. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde yaşananlar, eğitim çalışanlarının sorunları, önümüzdeki dönemde yapılması tasarlanan faaliyetler başta olmak üzere, birçok konunun görüşüldüğü toplantıda konuşan Ali Yalçın, hakkın hatırını her türlü hatırın üzerinde tutan, haysiyetli duruşun, ilkeli sendikacılığın tarihini yazan bir sendika olduklarını söyledi.


 

Elde ettiğimiz haklar da tarihe gömdüğümüz yasaklar da kayıt altındadır

Hak ve adalet, emek ve ekmek, özgür millet ve adil devlet için mücadele verdiklerini ifade eden Yalçın, “Eğitim-Bir-Sen imzasıyla elde edilen haklar da tarihe gömdüğümüz yasaklar da tarihin kaydı altındadır. Eğitim sistemi ve felsefesi üzerindeki vesayet çemberinin parçalanmasının her evresinde fikrimiz, terimiz, gayretimiz var” şeklinde konuştu.

 

Sitem eden değil, sistem öneren çözüm odaklı sendikacılık yapıyoruz

Sitem eden değil, sistem öneren çözüm odaklı sendikacılık yaptıklarını kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ders kitaplarının ‘dert’ kitabı olmasına son verilmesini sağladık. İnsanı öteleyip bilgiyi önceleyen müfredata itiraz ettik. Raporlar, odak analizler hazırladık. ‘Sözleşmelilik son bulmalı, kamu sözleşmeli istihdam yanlışından kurtulmalı’ dedik, bunun için mücadele verdik, veriyoruz. Atamalarda, görevde yükselme ve unvan değişikliğinde personeli memnun etmenin esas olmasını istiyoruz. Doğruları alkışladık, hataları eleştirdik, eksikleri söyledik, önerilerimizi yetkililere ilettik, 2023 Eğitim Vizyonu ve yeni ortaöğretim tasarımındaki gibi. Kariyer-liyakat sistemini isteyen biziz. Kadrolaşmaya, kayırmaya, torpile, nepotizme karşı; kariyer ve liyakatte uzmanlaşmayı, işte ustalaşmayı ilke edindik. Yurt dışı çalışmalarımızın iki sonucu var: ‘Bugüne kadar niye gelmediniz’ eleştirisi, ‘İyi ki geldiniz’ sevinci. Emeğin sömürüldüğü kapitalist bir dünyada ortak mücadele alanlarının çoğaltılmasının ve emek örgütlerinin iş birliği içinde hareket etmelerinin öneminin farkında olarak çalışmalarımız devam edecektir.”



 

Cüssesi büyük sorunlar, bütçesi olmayan okullar çelişkisi giderilmelidir

Yeni eğitim-öğretim yılının hem sevinci hem de sancıları olduğunu dile getiren Yalçın, cüssesi büyük sorunlar, bütçesi olmayan okullar çelişkisinin giderilmesi gerektiğini vurguladı. Müşkülü ifade eden değil, müjde veren bir teşkilat olduklarının altını çizen Ali Yalçın, “Algılara teslim olmak, kusursuz cinayete kurban gitmektir. Mücadele sürerken okçular tepesini terk edemeyiz. Bizim domine etmediğimiz sahayı, başkaları manipüle eder” ifadelerini kullandı.



 

Biz  ‘eğitim sendikası’  ve ‘eğitim çalışanları’ sendikasıyız

Eğitimci teşkilat-eğitimli teşkilat dengesinin hayati olduğunu söyleyen Yalçın, “Yaşananları, toplu sözleşme masasını ve kamera arkasını yöneticilerimizle, çelik-çekirdekle paylaşacağız. ‘Öğretmen sendikası’ da ‘öğretmenlerin sendikası’ da bizi hem eksik hem yanlış tanımlar. Eğitim ne öğretmensiz ne de sadece öğretmenle yapılır. Biz  ‘eğitim sendikası’  ve ‘eğitim çalışanları’ sendikasıyız. Hizmet kolumuzdaki bütün kurumları ve çalışanları aynı ölçüde önemsiyoruz” diye konuştu.



 

İdari personel memnun edilmedikçe kalite uzakta bir köy olmaya mahkûm olur

Yalçın, üniversitelerin sayısının arttığını ama üniversite idari personelinin sorunlarının, beklentilerinin değişmediğini kaydederek, “İdari personel memnun edilmedikçe kalite uzakta bir köy olmaya mahkûm olur. Bütçeden eğitim çalışanlarına aktarılan pay oranı artmalıdır” dedi.



 

Mesuliyeti yerine getirdik, haysiyeti çiğnetmedik

Toplu sözleşme sürecine değinen Yalçın, şöyle konuştu: “Herkesin fikrini aldık, herkesle birlikte karar verdik. Tekliflerimizde eksik de sorun da yoktu. Makul ve makbul tekliflerdi. Bu tekliflerde ‘ben yokum’ diyebilecek kadro ve unvan, ‘biz unutulmuşuz’ diyebilecek kurum, ‘çözüm sunulmamış’ denilecek sorun yoktu diyecek kadar iddialıyız. Toplu sözleşme sürecinin her alanında yeterliliğimizle göz doldurduk. Toplu sözleşme tekliflerinde isabetimiz, müzakerelerde ehliyetimiz, hakem kurulu sürecinde konulara hâkimiyetimiz gündem oldu. Kamu İşveren Heyeti müzakerede uzlaştı, tutanakta şaştı. Uzlaşmadan ve paylaşımdan kaçınan bir işveren tavrıyla karşılaştık. Kamu işvereni kazandıracak teklif sunmadı, biz de kazandırmayan teklife imza atmadık. Çünkü biz omuzlarımızda 1 milyonu aşkın üyenin haysiyetini, 5 milyon 200 bin kişinin mesuliyetini taşıyoruz. Mesuliyeti yerine getirdik, haysiyeti çiğnetmedik. İmza atmak kadar atmamak da doğaldır. Sendikal aklın ve ahlakın adı ve vasfı Eğitim-Bir-Sen’dir, Memur-Sen’dir. Hakem kurulu kararına manifesto niteliğinde 84 sayfalık şerh düşen ahlakı sendikal tarihe harf harf işledik.”

Toplu sözleşme sürecinin sonunda üç önemli gerçeğin ortaya çıktığına dikkat çeken Yalçın, Kamu İşveren Heyeti’nin güvenilirliğinin, toplu sözleşme yasasının yetersizliğinin ve hakem kurulunun adaletsizliğinin tarihe kaydolduğunu dile getirdi.


 

Örgütlü yapının yapması gereken neyse onu yapacağız

Bundan sonra, örgütlü yapının yapması gereken neyse onu yapacaklarını vurgulayan Yalçın, “Şimdi düşünme, planlama, yenilenme, azim ve kararlılıkla çalışma zamanıdır. Örgütlü yapının yapması gereken neyse onu yapacağız. ‘Bir Bilenle Bilge Nesil’ çalışmasını sürdüreceğiz; ateizm, deizm, cinsiyetsizleştirmeye karşı mücadele edeceğiz. İstanbul sözleşmesinin toplumda oluşturduğu travmayı ve yarınlara ilişkin tehlikeleri, birilerinin konforunu bozsak, canını sıksak da ifade etmeye devam edeceğiz. Çünkü bizim bu topluma ve bu toplumun geleceğine sahip çıkmak gibi bir borcumuz var. İHH ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz ‘Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var’ projesini bu yıl da sürdürüyoruz. Sorunların çözümü için ter akıtacağız, haksızlığa uğrayanların yanında olacağız” ifadelerini kullandı.

Genel Başkan Ali Yalçın, “Meydanlar, okullar, kurumlar sizi, bizi, bu muazzam teşkilatı bekliyor. Dört koldan kuşatıldığımız bir zamanda, aileden kültüre kadar doğrudan varlığımıza saldırılan bir vasatta durmak ihanet, uyumak cinayet olur” diyerek sözlerini tamamladı.



 

Turgut: Eğitim-Bir-Sen’i örnek alıyoruz

Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası (KIBTES) Başkanı Himmet Turgut ise yaptığı selamlama konuşmasında, “Memur-Sen bizim her zaman destekçimiz oldu. Türkiye, Kıbrıs’a kurduğu köprülere bir de gönül köprüsünü eklemiş oldu. Biz sendikacı olarak zaten elimizi taşın altına koymuş oluyoruz. Bu yolda da örnek aldığımız sendika her zaman için Eğitim-Bir-Sen’dir” dedi.